| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | be suspended v. | asılmak | ||
|
The lamp was suspended from the branch of a tree. Lamba bir ağacın dalına asılmıştı. More Sentences |
||||
| General | be suspended v. | açığa alınmak | ||
|
If a garbage collector working for the Iraqi government was late, he would be suspended without pay. Irak hükümeti için çalışan bir çöp toplayıcı geç kalsaydı, maaşsız olarak açığa alınırdı. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Trade/Economic | be suspended v. | işten uzaklaştırılmak | ||
|
I've been suspended. İşten uzaklaştırıldım. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | be suspended v. | boşlukta kalmak | ||
| General | be suspended v. | asılı kalmak | ||
| General | be suspended v. | kapanmak | ||
| English | Turkish | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | be driving on a suspended driving licence v. | ehliyetine geçici olarak el konulmuş olmasına rağmen araç kullanmak |
| General | be suspended from one's duty v. | görevinden alınmak |
| General | be suspended from one's duty v. | açığa alınmak |
| General | be suspended thirty days without pay v. | ücretsiz otuz gün uzaklaştırma almak |
| General | be suspended from school v. | okuldan uzaklaştırılmak |
| Trade/Economic | ||
| Trade/Economic | be suspended from work v. | işten geçici olarak uzaklaştırılmak |
| Politics | ||
| Politics | be suspended from duty v. | açığa alınmak |
| Football | ||
| Football | be suspended for the next match v. | bir sonraki maç için cezalı duruma düşmek |
